Türkiye'de eğitim ve siyasi iktidar arasındaki gerilim bir kez daha sokaklara yansıdı. İstanbul ve Ankara'da öğrenciler, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun diplomalarının iptal edilmesine yönelik tepkilerini dile getirmek için eylem düzenlediler. Eylemler, sadece İmamoğlu'nun durumunu savunmaktan çok daha uzakta; aynı zamanda eğitim hakkı, özgürlük ve adalet talepleri etrafında birleşen bir öğrenci hareketinin de simgesi haline geldi.
Ekrem İmamoğlu'nun İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı görevine gelmesinin ardından, 2022 yılında kamuoyuna duyurulan diplomalarının iptal edilmesi, büyük bir tartışmanın merkezine yerleşti. İmamoğlu'nun mezuniyet belgesinin geçerliliği, belirli bir grup tarafından sorgulanmaya başlandı. Bu durum, siyasi rakiplerinin İmamoğlu'na karşı yürüttüğü planlı bir saldırı olarak değerlendiriliyor. Öğrenciler, bu durumun idari bir taciz olduğunu ve siyasi bir oyun olarak ortaya çıktığını düşünüyor. Öte yandan, İmamoğlu, kendisini destekleyen kitlelere her zaman bağımsızlık ve adalet vurgusu yaparak, bu saldırıların asıl amacını anlattı.
İstanbul'da ve Ankara'da yapılan eylemler, gençlerin sesini duyurmak için bir araya geldiği önemli organizasyonlar haline geldi. Öğrenciler, "Diplomalarımızla oynamayın!", "Adalet istiyoruz!" gibi sloganlar atarak, hem İmamoğlu için destek verdiler hem de kendi eğitim haklarını savundular. Eylemlere katılan öğrencilerin yanı sıra, farklı üniversitelerden gelen katılımlar, geniş bir destek tabanı oluşmasına yardımcı oldu. Kalabalık, özellikle üniversite hocalarından ve mezunlardan oluştu; bu durum, gençlerin ve eğitim camiasının İmamoğlu'nun arkasında durduğunu gösterdi.
Sokaklara dökülen öğrenciler, bir yandan diplomanın iptalini protesto ederken, diğer yandan genel akademik özgürlük taleplerini de dile getirdiler. “Gözaltılara son!”, “Öğrenci iradesine saygı!” gibi sloganlarla, polis ve güvenlik güçlerine karşı duruş sergilediler. Eylemlerin başında, gözaltına alınan bazı öğrencilerin durumu da büyük bir endişe kaynağı oldu. Gözaltılar, öğrencilerin barışçıl protestosuna yönelik polis müdahalesiyle meydana geldi; bu durum, eylemlerin daha da büyümesine neden oldu.
Öğrencilerin eylemlere katılımı, sadece gençlerin kendi haklarına sahip çıkmasının bir göstergesi değil, aynı zamanda Türkiye'deki eğitim sistemine yönelik eleştirilerin ve kaygıların da açığa çıkmasına yol açtı. Üniversitelerden alınan son bilgilere göre, öğrenciler tarafından yapılan bu eylemler, gençlerin toplumsal meseleler karşısında daha duyarlı hale geldiği ve politik süreçlere daha fazla dahil olmaya başladığı bir dönemi işaret ediyor.
İstanbul ve Ankara'daki eylemler sırasında birçok katılımcı, sosyal medya üzerinden yaptıkları paylaşımlarla, protestonun yayılmasını sağladı. Twitter, Instagram ve Facebook gibi platformlarda, yapılan paylaşımlar sayesinde, eylemin gündem oluşturmasında büyük rol oynandı. Hashtag'ler aracılığıyla, öğrencilerin bu protestoyu dünya çapında duyurması hedefleniyor. Bu durum, gençlerin sosyal medyayı etkin bir şekilde kullanarak nasıl bir değişim yaratabileceğinin de bir örneği olarak değerlendiriliyor.
Sonuç olarak, İstanbul ve Ankara'daki öğrencilerin İmamoğlu eylemi, hem siyasi hem de sosyal bir hareketin öncüsü olma yolunda ilerliyor. Eğitim politikaları, gençlerin özgürlükleri ve diplomanın geçerliliği gibi konular, Türkiye'de tartışmalara yol açmaya devam edecek. Bu devinim, toplumsal bir değişim yaratma potansiyeline sahip bir dönüşüm sürecinin başlangıcını simgeliyor. Öğrencilerin kendilerini ifade edebilecekleri platformların artması, üniversitelerin daha katılımcı ve demokratik bir yapıya bürünmesi için de umut verici bir gelişme olarak öne çıkıyor.