Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde (TBMM) gerçekleştirilen anma töreni, siyaset dünyasının önemli isimlerinden Sırrı Süreyya Önder’i anmak amacıyla düzenlendi. Üst düzey siyasilerin, sanatçıların ve Önder’in yakın dostlarının katıldığı etkinlik, hem duygusal anların yaşanmasına hem de Önder’in siyasi yaşamında yaptığı katkıların yeniden hatırlanmasına vesile oldu. Anma etkinliği, Sırrı Süreyya Önder’in fikirlerinin ve mücadelesinin hala toplumda yankı bulduğunu bir kez daha gösterdi.
1970 yılında Elazığ'da doğan Sırrı Süreyya Önder, genç yaşta siyasete olan ilgisiyle dikkat çekmiş ve bu alanda birçok yenilikçi düşünce ve projeye imza atmıştır. Özellikle Türkiye’nin demokratikleşmesi, insan hakları ve ifade özgürlüğü konularındaki duruşuyla tanınan Önder, sadece bir siyasetçi değil, aynı zamanda bir sanatçı ve bir kültürel figür olarak da öne çıkmıştır. Tüm bu özellikleri, elbette onun halk nezdindeki izlenimini güçlendirmiştir.
Önder, 2007 yılından itibaren milletvekili olarak görev yapmış ve Türkiye’nin siyasi tarihinde önemli bir yere sahip olmuştur. 2013'teki Gezi Parkı protestolarında öne çıkan isimlerden biri olarak da tanınan Sırrı Süreyya Önder, bu süreçte halkın taleplerini dile getirirken farklı kesimlerden destek almış, kendisine yakıştırılan 'sol' kimliğini cesurca sahiplendiği için de takdir toplamıştır. Anma töreni sırasında buna vurgu yapılması, onun sadece bir siyasetçi değil, aynı zamanda bir lider olarak da değerlendirildiğinin altını çizmektedir.
Meclis’te gerçekleştirilen anma etkinliği, kapalı mekanda olmasına rağmen duygu dolu anlarla dolu geçti. Medyanın yoğun ilgi gösterdiği etkinlikte, Önder’in hayatı, siyasi yaşamı ve mücadelesine dair kısa bir video gösterimi yapıldı. Konuşmalar sırasında arkadaşları, dostları ve siyasi aynı seatçilerinin Önder hakkında yaptığı değerlendirmeler, onun yaşamına ışık tutacak nitelikteydi. Bir konuşmacı, “Onun en büyük başarısı insanların gözünde özgürlüğü ve demokrasiyi temsil etmekti.” diyerek Önder’in özünü ortaya koydu.
Törenin sonunda katılımcılar, Sırrı Süreyya Önder’in anısını yaşatmak için hazırlanan bir anma köşesine çiçek bırakırken, birçok kişi sosyal medya hesaplarında etkinlikten paylaşımlarda bulundu. Sırrı Süreyya Önder’in düşüncelerinin veya siyasi çizgisinin hala tartışılıyor olması, toplumsal hafızanın önemini bir kez daha gözler önüne serdi. Gerçekten de Önder, tartışmalara neden olan birçok konuyu cesurca dile getirmiş, bu sayede kendine özgü bir kamuoyu yaratmayı başarmıştır.
Bu anlamlı anma etkinliği, Sırrı Süreyya Önder’in yalnızca bir isim olmadığını, aynı zamanda değerli düşünceleri ve mücadeleleriyle bir toplumsal hareketin öncüsü olduğunu hatırlatırken, bu tür etkinliklerin toplumumuz için ne denli önemli olduğunu ve unutmamız gereken değerleri yeniden hatırlatmayı başardığını da gözler önüne sermektedir.
Tüm bu nedenlerle, Sırrı Süreyya Önder’in anısının yaşatılması ve onun değerlerinin gelecekteki nesillere aktarılması adına bu tür anma etkinliklerinin devam etmesi gerektiği gerçeği, katılımcıların ortak görüşüydü. Anmanın ardında bıraktığı düşünceler ve duygular, Sırrı Süreyya Önder’in bıraktığı mirasın daha geniş bir kitleye ulaşmasını sağlamakta önemli bir rol oynayacaktır.
Sonuç olarak, TBMM'deki bu anma etkinliği, Sırrı Süreyya Önder’in sadece bir politikacı değil, aynı zamanda bir düşünür ve aktivist olduğu gerçeğini bir kez daha gözler önüne serdi. Toplumun farklı kesimlerinden insanların bir araya geldiği bu anma, gelecekteki siyasi yaşamda, insan hakları ve demokrasi gibi konuların öneminin vurgulanması adına büyük bir fırsat sundu. Unutulmamalıdır ki, insanlık tarihi üzerine düşünmek ve geçmişteki olumlu veya olumsuz deneyimlerden ders almak, geleceğimiz için son derece kritik bir adımdır.