Türkiye’de sağlık alanındaki dijital dönüşümle birlikte, Merkezi Hekim Randevu Sistemi (MHRS) üzerinden randevu alma süreçleri daha hızlı ve etkin hale getirildi. Sağlık Bakanlığı’nın yürüttüğü çalışmalar neticesinde, MHRS'de randevu bekleyen kişilerin sayısında son yıllarda dikkat çekici bir azalma yaşandı. 2023’te yapılan veriler, randevu bekleyen bireylerin sayısında yüzde 61'lik bir düşüş olduğunu ortaya koyuyor. Peki, bu rakamlar ne anlama geliyor? Sağlık sisteminde ne gibi değişiklikler yaşandı? İşte detaylar…
MHRS, vatandaşların devlet hastanelerinde ve özel hastanelerdeki hekimlerle randevu alabilmelerine olanak tanıyan bir platformdur. Bu sistem, 2010 yılında faaliyete geçerek, sağlık hizmetlerine erişimi daha kolay hale getirmeyi hedeflemiştir. Kullanıcılar, web sitesi veya mobil uygulama üzerinden kolayca randevu alabilirler. Sistem, randevu almak için gereken zamanı azaltarak, hasta ve hekim arasındaki iletişimi de güçlendirir.
MHRS’nin işleyişi oldukça basittir. Kullanıcılar, TC kimlik numarası ile giriş yaparak istedikleri hastane ve branş tercihini seçebilirler. Bu sayede, randevu alma süreçleri ortalama 5 dakikaya kadar düşmektedir. Ayrıca, sistemde sağlanan kolaylıklar nedeniyle vatandaşların sağlık hizmetlerine erişim konusunda yaşadığı sorunlar büyük ölçüde azalmıştır.
2023 itibarıyla yaşanan yüzde 61’lik azalma, bir dizi faktörün birleşimi sayesinde gerçekleşmiştir. Öncelikle, sağlık hizmetleri alanında yapılan yatırımlar ve yeni teknolojilerin entegre edilmesi, randevu sistemlerinin daha verimli işlemesini sağladı. Örneğin, hastanelerin kapasitesinin artırılması, daha fazla hekim ve sağlık personelinin göreve atanması, randevu sürelerini kısaltmıştır.
Ayrıca, MHRS uygulamasının sürekli güncellenmesi ve kullanıcı dostu hale getirilmesi, toplumun bu konuda daha bilinçli olmasına katkı sağladı. Randevu alma süreçlerinin daha şeffaf ve anlaşılır hale gelmesi, insanların hastanelere yönelik daha fazla güven duymalarını sağladı. Bunun yanı sıra, sağlık bilincinin artması ve önleyici sağlık hizmetlerine yönelim de randevu bekleyenlerin sayısını önemli ölçüde etkilemiştir.
Sonuç olarak, MHRS’de randevu bekleyenlerin sayısındaki azalma, sadece sayısal bir başarı değil, aynı zamanda Türkiye’nin sağlık sisteminin vatandaş odaklı bir yaklaşım benimsemesiyle ilgilidir. Bu tür gelişmelerin devam etmesi, sağlık alanında daha etkili ve verimli hizmetlerin sunulmasına olanak tanıyacaktır. Sağlık Bakanlığı’nın yapmış olduğu çalışmalara ve uygulamalara vatandaşların duyduğu güven ile birlikte, bu trendin önümüzdeki yıllarda da sürmesi bekleniyor.
Uzun vadede, sağlık sisteminin dijitalleşmesi ile birlikte, randevu alma süreçleri daha da hızlandırılacak ve bekleme süreleri en aza indirilecektir. Sağlık hizmetlerine erişimin kolaylaşıyor olması, toplum sağlığının iyileştirilmesi adına önemli bir adım olarak değerlendirilmektedir. Tüm bu gelişmeler ışığında, MHRS sisteminin Türk sağlık sistemine olan katkıları önümüzdeki dönemlerde de artarak devam edecektir.