Son yıllarda artan kadın cinayetleri, Türkiye'de ve dünyada büyük bir sosyal sorun haline geldi. Bu bağlamda, kadın hakları savunucusu ve aktivist Sena, toplumda farkındalık oluşturmak amacıyla dikkat çekici bir kampanya başlattı. “Kadın cinayeti olarak anılmak istemiyorum” diyen Sena, kendi hikayesi üzerinden yaşanan haksızlıklara ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğine dikkat çekiyor. Bu haber, sadece Sena'nın sesini duyurmakla kalmayacak, aynı zamanda birçok kadının yaşadığı zorlukları gündeme taşıyacak.
Sena, genç yaşta maruz kaldığı bir şiddet olayı neticesinde hayatında derin izler bırakan bir tecrübe yaşadı. Bu olayı, sadece kendi başına gelen bir trajedi olarak görmektense, benzer mağduriyetleri yaşayan tüm kadınların sesi olmayı seçti. "Her kadın, kendi hikayesinin kahramanıdır. Benim yaşadıklarım, yalnızca benim başıma gelmemeliydi" diyen Sena, bu düşüncesiyle yola çıkarak çeşitli sosyal medya platformlarında bir kampanya başlattı. "#KadınCinayetiOlarakAnılmakİstemiyorum" hashtagi ile başlattığı bu kampanya, birçok kadının deneyimlerini paylaşmasına vesile oldu. Kendi hikayesini anlatmanın dışında, başkalarının hikayelerine de yer vermek için bir platform oluşturdu. Bu platformda kadınlar, yaşadıkları olumsuz deneyimleri ve cesaret verici mücadelelerini paylaşıyor.
Sena'nın başlattığı bu kampanya, sosyal medyada hızla yayılarak büyük bir destek topladı. Kadınlar, bu konuda duydukları öfke ve sessizliklerini bozma arzusuyla, yaşadıkları tecrübeleri #KadınCinayetiOlarakAnılmakİstemiyorum etiketiyle paylaştılar. Twitter, Instagram ve Facebook gibi platformlarda kadın cinayetlerine dikkat çekmek ve toplumsal cinsiyet eşitsizliğine karşı durmak için bir araya geldiler. Bu kampanya, yanı sıra sokaklarda yapılan yürüyüşlere ve basın açıklamalarına da ilham kaynağı oldu. Türkiye’nin dört bir yanında, çeşitli kadın dernekleri ve aktivist gruplar, Sena'nın çağrısına yanıt vererek, kadına yönelik şiddet ve cinayete karşı seslerini yükselttiler.
Ayrıca Sena, ses ve görüntüle aktarılan kampanya materyalleri ile daha geniş kitlelere ulaşmayı başardı. Kadınların sesinin daha gür çıkması açısından, medya kanallarını kullanarak bilgilendirici video ve içerikler üretti. Toplumun dikkatini çeken bu içerikler, birçok kişinin konuyla ilgili daha fazla bilgi edinmesini sağladı. Kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddetle ilgili istatistikleri paylaşarak, bu durumun ciddiyetini gözler önüne serdi. "Bir kadının cinayete kurban gitmesini önlemek, elbette ki tek bir birey ya da grup ile olamaz; bu, tüm toplumun sorumluluğudur" ifadelerini kullandı.
Sena'nın bu mücadelesi, sadece kendisi için değil; Türkiye’deki tüm kadınlar için özgürlük, eşitlik ve adalet talebinin sembolü haline geldi. Kentlerin farklı noktalarında düzenlenen eylemlerde, mahallede yaşayan kadınlar da onun yanında yer alarak, sadece bir hikaye anlatıcısından öte bir lider olarak kendisini ortaya koydu. "Bizi yok sayamazlar. Hayatlarımızı, mücadelelerimizi ve varlığımızı silmeye çalışsalar da biz buradayız, özgürlüğümüz ve hakkımız için savaşacağız" diyerek, eylemlerdeki coşku ve kararlılığı artırdı.
Bunların yanı sıra kampanya, bazı ünlü isimlerin destekleriyle de güçlenerek daha geniş kitlelere ulaştı. Sosyal medyada paylaşılan destek mesajları ve videolar, kadına yönelik şiddetin ve cinayetin sadece bir numarayla tanımlanamayacağını, her birinin farklı bir hikaye ve acı taşıdığını ortaya koydu. Sena'nın çabaları, kadına yönelik şiddete karşı olan duyarlılığı artırma ve bu konuda kamuoyunu bilinçlendirme hedefine ulaşmaya başladı. Her kadın, sesinin duyulmasına ve haklarının savunulmasına dair umudunu buldu.
Sonuç olarak, Sena'nın “Kadın cinayeti olarak anılmak istemiyorum” dediği bu kampanya, sadece bireysel değil toplumsal bir hareket haline gelerek büyümeye devam ediyor. Kadınların hikayeleri, bu kampanyayla birlikte toplumsal bir bilincin oluşmasına katkıda bulunuyor. Feminist hareketlerden kadın hakları nedeniyle mücadelenin sürdüğünü gözler önüne seren bu süreçte, bir kadının sesi tüm kadınları bir araya getirdi ve mücadelelerini zenginleştirdi. Sena, bu çığlığı sadece kendisi için değil, adalet ve eşitlik arayan tüm kadınlar için atıyor.